16. – 17. YÜZYIL UŞAK ÇİNTEMANİLİ HALILAR

Uşak Halısı

 Bugün elimizde var olan hazır bir dosyayı yayınlamaya karar verdik.
Malum ekip içinde bu alanda eğitim alan bir arkadaş olunca 
bu tip harika araştırmaları yayımlamak kaçınılmaz oluyor.

İster okuyarak bilgilenebilir isterseniz de akademik bir araştırma için kullanabilirsiniz. 
Lafı uzatmadan buyrun bilgi deryasına efenim.


Lotto Tipi Uşak Halısı

16. yüzyıl Uşak Lotto Halısı
 https://enacademic.com/dic.nsf/enwiki/1086675, 03.12.2020 


Uşak Bölgesinin Tarihçesi

MÖ 4000 yılından itibaren yerleşime açıldığı düşünülen Uşak ve çevresi, MÖ 620’de tamamen Lidyalıların egemenliği altına girmiştir. Dönemin en zengin krallığının hakimiyeti altında bulunan Uşak bu sayede önemli yollara yakın olup, ticari açıdan da dikkat çekici bir konuma sahip olmuştur. Uşağın en eski adı Themenothyrai olarak bilinmektedir. MÖ 546 yılında Perslerin hakimiyeti altına giren bölge ardından birçok kez işgal edilmiş ve farklı egemenliklerin altına girmiştir. 1233 tarihinden sonra tamamen Türk hakimiyetine giren Uşak, Anadolu Selçuklular döneminde sınır şehir konumunda bulunmuştur. 1391 yılında da Yıldırım Beyazıt tarafından Osmanlı topraklarına katılmıştır ve Uşak (Uşşak) ismi bu dönemde ortaya çıkmıştır. Uşak’ın Osmanlı topraklarına katılması bu yöre ve halıcık için oldukça önemli bir dönüm noktası olmuştur. 16. yüzyıla kadar Kütahya’ya bağlı küçük bir sancak iken, bu dönemde halıcılığın başlaması ile ekonomik yapısı gelişmeye başlamıştır.


Kâtip Çelebi’nin (1605- 1658) 17. yüzyılda yazdığı “Cıhanüma” adlı seyahatnamesinde Uşak hakkında bu bilgiler yer almaktadır: “Uşak, Kütahya’dan doğuya bir merhale Murat Dağı yakınında, bir dere içinde kaleli bir kasaba, 150 adet köyü bulanan mamur bir kazadır. Kasabası geniş ovanın doğusuna düşüp köyleri o ovada bulunmaktadır. Seccade ve halısı meşhurdur.  Uşak Osmanlı yönetimi altında 17. 18. ve 19. yüzyılları takiben oldukça canlı bir ticaret merkezi haline gelmiştir. İzmir yolu sayesinde özellikle halı ve kilimleri İngiltere ve Fransa’ya kadar ulaşmıştır. 1869 yılında da Alaşehir-Afyon Demiryolunun tamamlanması Uşak’ın ticari konumuna ayrıca bir değer katmıştır. Bu noktada Uşak bölgesi hakkında bir yorum yapmak gerekirse, Uşak’ın halıcılık konusunda bu kadar gelişmesinin sebebi bir noktada aktif ticaret yollarına ve konum olarak Osmanlı’da saraya yakınlığı etkili olmaktadır.


1922 yılında Sevr Antlaşmasını Osmanlı’ya kabul ettirmek sebebiyle taarruza geçen Yunanlılar 29 Ağustos’ta Uşak’ı işgal etmişlerdir. 1 Eylül 1922’de işgalden kurtulan Uşak, Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni idari yapısı içinde 9 Temmuz 1953 yılında vilayet haline getirilmiş, il olmuştur.


Kuşlu Uşak Halısı

17. yüzyıl Beyaz Zemin Kuşlu Uşak Halısı 134 cm x 194 cm


Uşak ve Dokuma Sanayi


16. yüzyıla kadar ekonomik ve ticari açıdan sakin bir yapıya sahip olan Uşak Bölgesi Osmanlı iradesine geçip halıcılığın başlaması ile altın çağını yaşamaya başlamıştır. Bunun yanında sahip olduğu konumun avantajları ile ticari açıdan oldukça etkili ve güçlü bir bölge olarak ele alınmaktadır. Özellikle 19. yüzyılda halının ham maddesi olan iplik ve boya sanayisinde büyük gelişmeler yaşanınca da üretim zirve noktaya ulaşmıştır. O dönemlerde yoğunlukla tezgahlarda yapılan üretimler atölyelere geçerek 19. yüzyılın sonlarına doğru artış göstermeye devam etmiştir. Hatta 20. yüzyılın başlarında kasabanın %70’i bu sanayi alanında istihdam edilmiştir. 


Uşak, halı ve kilim üretimi konusunda o kadar ön plana çıkmıştır ki 19. yüzyılda Türkiye’deki ilk sanayi kuruluşlarının ortaya çıktığı yörelerden biri olmuştur. Öyledir ki Osmanlı Bankası birçok ilde şube oluşturmaya başlamadan önce Uşak ve Alaşehir’de şube açmıştır. Uşak halılarının gözde olmasıyla birlikte artan talep artışı karşılanamayınca zorunlu hale gelen fabrikasyon üretim ilk olarak 1905 yılında iplik fabrikası açılması ile başlamaktadır. Bıçakçızade Biraderler ve Mehmet Zeki Kumpanyası İplik fabrikalarının kurulması ardından yeni fabrikalar açılmaya da devam etmiştir. 1913 yılında dokumacılık yapan ve yün iplik üreten 13 kuruluşun 3 tanesi Uşak’ta bulunmaktadır. Cumhuriyetin ilk yıllarında sanayileşme konusunda başta gelen Uşak, tekstil, deri ve seramiğin ana üretim alanında bulundurmaktadır. Kısaca günümüze de bakmak gerekirse, 2007’de yazılan rapora göre iç piyasada tüketilen yün iplik üretimin %65’i Uşak’ta üretilmektedir. 


“Tekstil sektöründe ana imalat grupları pamuklu dokuma, apre, boya baskı, pamuk ipliği, halı, kilim battaniye ipi, peluş battaniye, makine kilimi ve halısıdır. Türkiye’de üretilen battaniyenin %90’ı, sargı bezinin % 91’i, yün ipliğinin ise % 65’i Uşak’ta üretilmektedir.” 

(EGEV, Uşak İl Raporu)


Bu genel özetin ardından temel olarak odaklanılması gereken süreç 19. yüzyılın ikinci yarısında Batı Anadolu halıcığı adına üretim yapmaya başlayan İngiliz girişimcilerin yaptıkları ve sonuçlarıdır. Bu denli gelişim göstermiş olan Uşak halılarının kültür ve kalite açısından zaman için de gerilemesi, eski etkisini kaybetmesi ve sonuç olarak günümüz Uşak dokuma sanayinin tahmin edildiği yerlere gelememesini açıklamak için o döneme bu başlık altında odaklanmak gerekmektedir. 


1860’lı yılların başında Batı Anadolu halıcılığı ticari olarak İngiliz şirketlerinin denetimine girmiştir. Özellikle Uşak ve çevresine iplik ve model vererek halı dokutmuşlardır. Bunu takiben 19. yüzyılda boya maddelerinde, desen ve kompozisyonlarda değişikler meydana gelmiş, Anadolu halıları gittikçe özünden kopmaya başlamıştır. 


Bu sürece paralel olarak zenginliğin ve belirli statülerin göstergesi olarak kullanılan halılar 18. Yüzyılda gerçekleşen Sanayi Devrimi sonucunda maddi gücü artan işçi sınıfının da ilgisini çekmeye başlamıştır. İngilizler de bu durumu paraya çevirmek için 1890 yılından itibaren işçi sınıfına hitap eden yeni motif ve kompozisyonlarla düşük maliyetli halılar üretmeye girişmiştir. Tam olarak bu süreçte, zaman içinde var olan tüm geleneksel motifler, halıya değer ve farklılık katan yöresel renkler, desenler Avrupalı sanatçılar tarafından kendi zevklerine göre yeniden yorumlanmış ve kareli kağıtlara çizilmiştir. Barok, İran, Kafkas, Hint ve Çin Desenleri bu sayede 19. yüzyıldan sonra Anadolu Halılarında yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Diğer yandan Avrupa’dan getirilen makine halısı katalogları getirilmiş ve bu katalogdaki desenler el halısına uyarlanmıştır. 


Bu değişikler sonucunda el dokuması ile üretilen halılar beğenilmemiş ve eleştiri almıştır. Bunların sonucunda Batı Anadolu halıcığı oldukça büyük bir yozlaşma yaşamıştır. İngilizler, profesyonel şirket yönetimi politikası ile o dönem üretim patlaması yaşatmış olsalar da milimetrik kâğıt kullanımı motiflerde bozulmalara yol açmış, halıların gerek boya gerek dokuma alanında kalitesini düşürmüş, halıların kültürel kimliğine büyük zarar vermiştir. Kısaca bu dönem içinde dokuma sanayi ticari ve sayısal anlamda yükselme yaşarken kültürel değerler açısından çok büyük bir kayıplar vermiştir. 


Bu sürecin sonunda sadece üretim alanında gelişmeler görülmüş, el üretimi olması ile nam salmış halılarımız geri planda kalarak esas istihdamı oluşturan halk ve sanatkârlar kendilerine yer bulamamışlardır. Bunun sonucunda da bu ticari başarı sadece geçici bir dönem devamlılık göstermiş, marka imajına sahip olan esas Uşak halılarının ünü eski popülerliğini kaybetmiştir. İran halılarının yükselişi ve ticari anlamda sahip olduğumuz gücü ellerine almaları böylece kolaylaşmıştır. 


Çintemali Uşak Halısı

16. yüzyıl Çintemanili Uşak Halısı Detayı http://www.azerbaijanrugs.com/anatolian/chintamani/turk_ve_islam_eserleri_museum_chintamani_motif_rug_XVI_century.htm, 03.12.2020 


Anadolu Halıları Tarihçesi


“Dokuma işleminde, atkı ipliklerinin çözgü iplerinin içersinden geçmesiyle birlikte farklı bir desen ipliğinin farklı şekillerde düğümlenerek aynı hizada kesilmiş kadifemsi havlu yüzlü olan dokumaya halı denir.” Anadolu’da dokuma sanatı oldukça köklü bir geçmişe sahiptir. Daha ilk çağlarda, Lidya ve Frigyalılar döneminden bugüne ulaşan bu kültür, o bölgeler de yetişen hayvan yünleri ile yapılan iplikler ile dokunmaktadır. Zaman içinde gelişen Anadolu halk dokumacılığına bakıldığı zaman da Orta Asya’daki motif geleneğinin devam ettirildiği görülmektedir ancak Osmanlı’da sarayın verdiği destekler doğrultusunda bu geleneğin dışına çıkılarak yeni arayışlar oluşmuş ve farklı çalışmalar yapılmaya başlanmıştır. Buna paralel olarak Osmanlı Dönemi Halıları ortaya çıkmaktadır ve kendi içinde 3’e ayrılmaktadır;


1- 14. ve 15. yüzyıl Erken Osmanlı Dönemi Halıları

2- 16. ve 17. yüzyıl Klasik Osmanlı Dönemi Halıları

3- 18. yüzyıl sonraki yüzyıllar Geç Osmanlı Dönemi halıları olarak geçmektedir. 


Özellikle 16. yüzyılda Osmanlı Devleti’nin sürekli genişleyen toprakları ve bununla birlikte getirilen yeni sanatkârlar, bilime ve kültüre katkıda bulundukları gibi yeni motifler ve formlarla da tanışmamıza sebep olmuşlardır. Bunun en belirgin örnekleri “saz yolu” motifi ve Uşak halılarında oldukça net görülen “madalyon” formudur. Yavuz Sultan Selim’in 1514 yılında, Tebriz Seferi dönüşünde birçok sanatkarı da beraberinde getirmesi sonucu Türk motiflerine uyarlanan bu üslup ve kompozisyonlar belirgin bir şekilde kendini göstermektedir.


16. ve 19. yüzyıllar arasında, sarayın verdiği destekler doğrultusunda Türk Halı Sanat’ında iki farklı halı grubu karşımıza çıkmaktadır. Bunlar Uşak ve Saray Halılarıdır. Zipper’in bu halılar için yaptığı yorumlara göre halılar Çin, İran, Hindistan ardından da Fransa’dan gelen etkilere açık bir şekilde değişim göstermiştir. Kısaca birçok kültürün zevkine uygun, oldukça geniş bir kitleye hitap eden, farklı motifleri ile ön plana çıkmaktadırlar. Bu halılar her ne kadar renk, motif ve tasarım açısından Anadolu halılarından ayrı bir yerde dursalar da Türk halk sanatının motiflerini ve renklerini de üzerinde barındırmaktadırlar.


Çintemanili Uşak Halısı

 16. yüzyıl Beyaz Zemin Çintemanili Uşak Halısı 128 x 161 cm http://www.azerbaijanrugs.com/anatolian/chintamani/herrmann_chintamani_carpet_XVIIc_bausback_collection.htm, 03.12.2020 


Uşak Halılarının Tarihi Süreci


Uşak’a halıcılık sanatının Orta Asya’dan bu yöreye göçen Yörükler tarafından getirildiği öngörülmektedir. 14. yüzyıla kadar yapılan dokumalarda Selçuklu sanatı özellikleri görülmekte, köşeli geometrik motifler kullanılmaktadır. Kullanılan renkler: siyah, beyaz, koyu mavi ve kırmızıdır. Türk kadınlarının küçük madalyonlar ve yıldızlar gibi geometrik şekillerle oluşturduğu eserler olarak tanımlanabilmektedir. Bu sürecin ardından Uşak’ın önemli ticari yollara sahip ve yakın olması dikkat çekmiş, dokumacılığın gelmesi ile de ayrıca bir değer kazanmıştır. O dönemde üretilen halılar ev ve aile çevresinden dışarı çıkmasa da gelişim göstermiş, Osmanlı tarafından bu potansiyeli fark edilip değerlendirilmiştir. Özellikle Osmanlı Döneminde 15. yüzyılda Erken Osmanlı Dönemi halılarının merkezi konumunda bulunmuştur. Buna paralel olarak da 1500’lü yıllarda yapılan kapitülasyonlar, ülke de yer alan elçilere ticaret yapma hakkı vermiş ve Uşak halıları yurt dışına kadar ulaşmıştır.


1520’den 1566’ya kadar padişahlık yapan Kanuni Sultan Süleyman döneminde Uşak halıları yükseliş dönemine girmiştir. Motifleri, renkleri ve kalitesi ile dikkat çeken bu halılar sarayları süslemiş, Azerbaycan’dan getirilen ustalar tarafından farklı şekilde yorumlanarak dokunmuştur. Halıların temel özelliklerinin kaybolmaması için müftülerin gözetimi altında dokunan bu halılar, nakkaş ve ev süsleme sanatçıları tarafından tasarlandığında da saray halıları adını almıştır. Avrupa şatolarından, cami ve kiliselere kadar birçok yerde kullanılan bu halılar bir saygınlık, yüksek statü ve zenginlik sembolü haline gelmiştir. 


15. ve 16. yüzyıllarda Uşak halıları yavaş yavaş bir ticari ürüne dönüşmeye başlamıştır. Osmanlı’nın desteği ile de büyük boylarda üretilmiş, saraylarda ve camilerde kullanılmaya başlanmıştır. Ardından develerin sırtlarına yüklenip İzmir Limanı’nda da Avrupa’ya ticareti yapılmaya başlanınca dikkat çekmiştir. Avrupalı ressamların tuvallerinde bir dekor ürünü olarak kendini göstermeyen başlayan Uşak halıları bir moda haline gelmeye başlamıştır. Kullanılan renkler koyu ve derindir, genel olarak kırmızı, mavi ve kahverengi tonları yoğun olarak görülmektedir. Bu renkler arasında da çok az beyaz ve deve tüyü gibi renkler kullanılmaktadır. Madalyonlu, Yıldızlı, Holbein ve Lotto tipi Uşak halıları en çok kullanılan ve dikkat çeken motifler arasındadır. 


Uşak halılarının zirveye çıkışı ise 16. ve 17. yüzyılda yurt dışı dahil birçok yere yoğun bir şekilde ticaretinin yapılması ile meydana gelmektedir. Özellikle İtalyan tüccarların halı ticareti yapmaya başlaması, Uşak halılarının bir moda akımı haline gelmesini sağlamıştır. Artan bu talep doğrultusunda da Uşak yöresinde üretime dayalı bir sanayi oluşmuştur. Kesin bir bilgi olmasa da üretimin atölye içinde yapıldığına dair bir kanıya varılmıştır. Uşak halılarının ne kadar popüler olduğu birçok ünlü Avrupalı ressamın yaptığı çalışmalarda resmedilmesi ile ispatlanmaktadır. Bu çalışmalara bakıldığı zaman Uşak halıları genel kullanıma uygun bir şekilde sadece yerde değil, masa örtüsü gibi masa üzerinde ya da perde olarak kullanılmaktadır. Sadece dekor amaçlı kullanılarak duvara asıldığı da görülmektedir. 


19. yüzyılda İngilizlerin üretim üzerine hakimiyet kurmasıyla da makineye dayalı üretim başlamış. Sadece statü sahibi insanların değil işçi sınıfının da satın alabilmesi için dokuma ve motiflerde farklıklar yapılarak Uşak halıları büyük bir yozlaşma sürecine girmiştir. Bugün halen Uşak Halıları, Victoria and Albert Museum London, Louvre Museum Paris, The Metropolitan Museum of Art ve Bardini Museum Florence gibi Avrupa’nın önde gelen müzelerinde sergilenmektedir.


 Avrupalı Ressamların Tablolarında Uşak Halıları
(Güllü, Saliha ve Çatır, Ozan, Uşak Halı Dokuma Sanatının Gelişimi, Özellikleri ve Truzim Etkilerine Yönelik Nitel Bir Araştırma. 2017, Social Science Studies Journal, s. 1287)


Uşak Halılarının Temel Özellikleri

Uşak halılarının temel özelliklerini denilince akla ilk gelen tamamen yün olması ve Gördes ilmesi/Türk ilmesi kullanılarak yapılmasıdır. Bir sıralama halince vermek gerekirse;

  1. Eski Uşak halılarında kullanan malzeme tamamen yündür.
  2. Türk ilmesi adı verilen teknik kullanılarak dokunmuştur. 
  3. Çoğunlukla ilmeler çift katlıdır. Bu sayede daha sağlam olmakta ve tüylü görünmektedir. 
  4. Bu tüylü görünümünün yanı sıra da tüy yapısı uzundur. Bu yüzden nemden koruma özelliğine sahiptir. 
  5. Kırmızı, mavi, yeşil, sarı ve beyaz renklerinin koyu tonları kullanılmıştır.
  6. Nakış, desen ve şekiller bakımında oldukça farklı bir yere sahiptir. Ne kadar farklı kültürlerden etkilenmiş olsa da belirli bir çerçeve de geleneksele bağlı kalmaya devam etmiştir. 
Göbekli Uşak Halısı

 16. yüzyıl Çintemani Zeminli Göbekli Uşak Halısı Detayı 315 x 208.3 cm 

http://www.azerbaijanrugs.com/anatolian/ushak-medallion/white_ground_ushak_medallion_carpet_the_metropolitan_museum_of_art.htm, 03.12.2020 


Uygulama Özellikleri

Uygulama özelliklerini anlatmak için öncelikle ilmelik iplik, atkı ipi ve çözgüyü açıklamak gerekmektedir. İlk olarak halının dokunacağı tezgâha çözgü iplikleri gerilmektedir. Bu halının iskeletini oluşturan bir uygulama olarak ele alınmaktadır. Atılacak olan düğüm sayısı ve halının boyutu bu gerilen çözgü iplerinin miktarı ile doğru orantılıdır. 


Çözgü ipinde kullanılan malzemeler renklendirilmemiştir çünkü halıya esas rengi verecek olan ilmelik ipliklerdir. Buna paralel olarak atkı iplikleri de renklendirilmiş olarak kullanılmakta ve halıya renk açısından bir boyut kazandırmaktadır. Çözgü ipleri halı tezgahına birbirine paralel olarak dikine gerilen iplikler olarak açıklanabilir. İlmelik iplikler ve atkı ipleri hazırlanan bu çözgü ipleri üzerine dokunmaktadır. İlmelik iplik, çözgü iplerine bahsi geçen Türk ilmesi yöntemi ile atılan düğümleri oluşturmak için kullanılır. Yani halının üzerine işlenen motifi ortaya çıkaran, renk çeşitliliği en fazla olan ipliklerdir. Halıya karakter veren, motif ve kompozisyonları oluşturmak için kullanan ipliklerdir. Atkı ipi, çözgü ipliklerine ilmelik iplik ile atılan düğümleri korumaya almak, daha da sağlamlaştırmak için her düğüm sırasından sonra yatay olarak çözgü ipliklerinin arasından geçirilen ipliktir. Temel amacı halıyı daha sağlam kılmak ve atılan düğümlerin açılmasını önlemektir. Bunun yanı sıra çözgü ipleri gibi tamamen renksiz kullanılmazlar. Bazı örneklerde olduğu gibi kırmızı gibi temel renklerde de kullanıldığı görülmektedir. 


Motif ve Kompozisyon

Uşak halıları renk ve motif açısından 5’e ayrılmaktadır. Bunlar; Madalyonlu Uşak Halıları, Yıldızlı Uşak Halıları, Holbein ve Lotto Tipi Uşak Halıları, Uşak Seccade Halıları, Beyaz Zeminli (Kuşlu, Çintemanili, Kuş Bulutlu) Uşak Halılarıdır.


Göbekli Uşak Halıları


Göbekli Uşak Halısı

Göbekli Uşak Halısı
(Aslanapa, Oktay, Türk Halı Sanatı’nın Bin Yılı. 1987, s. 109)


Anadolu-Türk halı sanatı tarihinde madalyon motifi (göbek) ilk kez Uşak halılarında kullanılmıştır. Genellikle örneklerine İran ve Memluklu halılarında rastlanılmaktadır yani geleneğe dayalı bir şekilde ortaya çıkmamış, nakkaşlar tarafından çizilerek sipariş üzerine üretilmişlerdir. Sarayın bu halıların siparişini sonlandırdığında da üretimi bitmiştir. Saraya yani belirli bir statüye odaklı olarak üretilen bu model halk tarafından benimsenen bir tasarım olamamıştır. Temel özelliklerine bakarsak; 

  • Halının ortasında halk tarafından göl denilen bir madalyon bulunmaktadır.
  • Madalyon halının bütünden ayrı bir desen gibi işlenmektedir. Bu desen 16.yüzyıl Osmanlı Dönemi süsleme sanatında bulunan hatai, penç gibi çiçek desenleri, İran’a has bitki motifleri ya da Çin sanatındaki bulut motifleri ile oluşturulmaktadır.
  • Göbek dışında kalan bölümler boşluğu doldurmak için bitki süslemeleri ile bezenmektedir.
  • Halının kenarında bulunan geniş ve ince bordürler genellikle halının içine bezenen motiflere paralel olarak bitki, çiçek veya bulut motifleri ile süslenmektedir. 
  • Genellikle mavi renkliler olmak üzere kırmızı zeminli olanları da bulunmaktadır.
  • Saray için üretildiklerinden çoğunlukla büyük boyutlu halılardır. 10 m2 büyüklüğünde örnekleri bulunmaktadır. 

Yıldızlı Uşak Halıları

Yıldızlı Uşak Halısı

Yıldızlı Uşak Halısı
(Güllü, Saliha ve Çatır, Ozan, Uşak Halı Dokuma Sanatının Gelişimi, Özellikleri ve Truzim Etkilerine Yönelik Nitel Bir Araştırma, 2017. Social Science Studies Journal, s. 1291)


Yıldızlı Uşak halılarının üretimi 17. yüzyılı geçmediği halde temel tasarımına dayalı bir bozulma yaşamadan gelişimini tamamlamıştır. Madalyonlu Uşak halıları gibi çoğunlukla saray tarafından sipariş edilmiş olsa da köy el tezgahlarında dokunmuş yıldızlı Uşak halılarına da rastlanılmaktadır. En popüler olduğu dönem 16. ve 17. yüzyıl arasıdır.


Temel özelliklerine bakarsak;

  • Sekiz kollu yıldızların kaydırılmış eksenler üzerinde farklı sıralanmaları ile oluşturulan tasarımlardır.
  • Genellikle kırmızı zemin üzerinde yıldızlar ve eşkenar dörtgenler bulunur. Süsleme işlemi için ise rumi ve çiçek motifleri kullanılmaktadır.
  • Desenlerinde sonsuzluk ilkesi yani motifin devamlılık durumu çok fazla hissedilmektedir. 
  • Genellikle kırmızı çok az örnekte de mavi zemin rengi görülmektedir. 
  • Orta boy halılardır, büyük boylarına pek rastlanmamaktır.

Holbein ve Lotto Tipi Uşak Halıları


Holbein Uşak Halısı

 Holbein Tipi Uşak Halısı
https://hali.com/news/transylvanias-carpet-treasures-come-to-gdansk-poland/, 02.12.2020


Her iki halıda ismini tablolarında çok sık kullandığı ve halıları oldukça başarılı tasvir edildiği için Avrupalı ressamlardan almıştır. Şöyle ki Holbein ismi Alman Ressam Hans Holbein’den (1530-1550 yılları arası tabloları) Lotto ismi de Flaman Ressam Lorenzo Lotto’dan (1500 yıllarının ilk çeyreğindeki tabloları) gelmektedir. 


Lotto Tipi Uşak Halısı
 Lotto Tipi Uşak Halısı

https://hali.com/news/transylvanias-carpet-treasures-come-to-gdansk-poland/, 02.12.2020


Holbein halılarında sarmal düzende rozet madalyonlar bulunur, raport desenli yani bir noktada kendini tekrar eden rozetlerden oluşmaktadır.  Bergama ve Uşak yöresini işaret eden bu halılar ilk dönemler köy el tezgahlarında üretilmiş, 16. yy ve sonrasında ise Uşak şehir tezgahlarında dokunan örnekleri artış göstermiştir. Lotto halılarına bakıldığında ise özellikle tablolarda karşımıza iç içe sarmal olarak kullanılan Selçuklu rumi geçmeleri çıkmaktadır. Kahverengi tonlarının ve tütün sarısının bol bol kullanıldığı bu halılar birbirini tekrar eden ama bir motif bütünlüğü oluşturan bağlantılar oluşturarak gelişen motife sahiptirler. 


Beyaz Zeminli Uşak Halıları


Beyaz Zeminli Uşak HalılarıSırası ile Kuşlu Uşak Halısı, Çintemanili Uşak Halısı ve Bordürü Çin Bulutlu Uşak Halısı

(Yasemin Polat, Başbakanlık Osmanlı Arşivinde Bulunan Belgelere Göre Uşak Halısı. 2017, s. 20)


Beyaz veya açık krem rengi zemine sahip olan bu halıların başlangıcının 16. yüzyılın ortalarından 17. yüzyılın ortalarına kadar dayandığı düşünülmektedir. Bu halılarda karakteristik olarak 3 temel motif bulunmaktadır. Bunlar kuş, çintemani/üç benek ve Çin bulutu motifleridir. Çin bulutu motifi genellikle bordürlerde kullanılmakta diğerleri ise halının merkezine bezenmek sureti ile dizilmektedir. 17. yüzyıldan sonra bu beyaz zeminli gruba öncelik eden halıların üretimi Konya ve Afyon yörelerine kaymıştır. 


Özellikle çintemanili halılara odaklanmak gerekirse, çoğunlukla beyaz zeminli, yüzülmüş hayvan postlarını hatırlatan şekillerin içine kırmızı ve mor renklerin görüldüğü benek benek desenler işlenmiştir. Bunun yanı sıra bu beneklere pars ya da dudak motifi denilen şekiller de eklemiş ve çintemani grubu halıları oluşturulmuştur. 


Uşak Seccade Halıları


Uşak Seccade Halı

16. Yüzyıl Uşak Namazlığı 9.95 m x 1.56 m 

(Ülkü Bilgin ve Sami Güner, Saf Seccadeler. 1977, s. 49)


Türk halı sanatının içine dahil olan seccadeler yani namazlıklar, Arapça “secde etmek” fiilinden gelmiştir.  Uşak ve çevresinde dokunan bu namazlıklar Uşak halı grubu içerisinde önemli bir konuma sahiptir. Tekli oldukları zaman küçük boyutlu oldukları söylenebilen namazlıklar saf namazlık olarak ele alındığında daha büyük boyutlarla karşımıza çıkmaktadırlar. Saf namazlık olarak ele alınan bu halılar kendi içlerinde saf ve ikili saf namazlık olarak iki ayrılmaktadırlar. Bu halıların temel özelliği tek olarak dokunacak bir namazlığın beş tanesinin yan yana (saf) ya da beşli olmak üzere üst üste iki sıra namazlığın (ikili saf) birlikte dokunması ile ortaya çıkmaktadır. Özellikle Osmanlı Döneminde Büyük camiiler için dokunmuş olan bu halılılar ayrıca bir önem taşımakta sarayın camiiler için sipariş ettiği özel halılar arasında bulunmaktadırlar. 


Çintemani Motifi ve Şah-ı Benek Nakışı


Genel olarak üç benek motifi görüldüğü zaman ilk kullanılan terim çintemani/çintamani olmaktadır. Çintemani motifi ele alındığı zaman da karşımıza Çin kültüründen gelen, kutsal anlamlar taşıyan, dini açıdan sembol haline gelmiş bir imge çıkar. Diğer yandan Osmanlı arşivlerine bakıldığında bu motife oldukça benzer “şah-ı benek” ve “pelengi” nakışları ile karşılaşılır. İşte bu başlığın açılma sebebi kullanılan bu motifin tam olarak adını ve içeriğini çözmektir.


Çintemani Motifi

Şahı Benek ve Pelengi Motifi (İznik Çinisi)
(Aziz Doğanay, Türk Sanatında Pelengi ve Şahı Benek Nakışları ya da Çintemani Yanılgısı. 

2004, s. 207)


Öncelikle Osmanlı Dönemi Türk sanatında “benek nakşı” yani benek motifi pars postundaki lekelerden, “pelengi nakşı” ise pars postundaki çizgilerden ortaya çıktığı söylenmektedir.  Her ikisinin de güç sembolü olan hayvanlardan alınmış olması, birlikte bir motif oluşturuyormuş gibi sıklıkla kullanılmalarını açıklamaktadır. Osmanlı arşivlerine bakıldığında hiçbir zaman çintemani olarak tanımlanmayan bu motifler ve birleşimi “şahı benek”, “pelengi” ve Bursa’daki dokumalarda yoğunlukla kullanıldığı için “benek-i Bursa” terimleri ile tanımlanmaktadır. Burada temel nokta, Budizm’den geldiği düşünülen bu motifin, dalgalı iki çizgi ile kullanılmamasına ve eski eserlere bakıldığında ciddi farklılıklar görülmesine rağmen neden çintemani olarak adlandırıldığının çözülememesidir.  Bu noktada bu eser ve motiflerin yabancı araştırmacılar tarafından Osmanlı arşivlerine hâkim olmadan yaptıkları araştırmaların neden olduğu düşünülmektedir. Çünkü hem anlam hem biçim hem de kullanım şekilleri ile büyük farklılıklar taşıyan bu motifler sadece belli başlı benzerliklere dayanılarak aynı isim altında toplanmıştır. 


Çintemani
Çintemani Motifi ve Nilüfer Çiçeği

(Aziz Doğanay, Türk Sanatında Pelengi ve Şahı Benek Nakışları ya da Çintemani Yanılgısı. 

2004, s. 209)


“Budizm inançlarında üç kıymeti temsil eden çintamani, “hazine topu” ya da arzuları gerçekleştiren güce sahip sihirli bir “cevher” manasına gelen, Sanskritçe iki kelimeden mürekkep bir isimdir. düşünce, istek, dikkat; mani hazine, mücevher veya inci tanesine benzeyen top manalarına gelmektir. Budizm’in değerli nesneleri arasında yer alan bu nakşa dilek incisi de denmektedir. Bu mücevherin koruyucusu da ejderlerdir.” (Aziz DOĞANAY, Türk Sanatında Pelengi ve Şahı Benek Nakışları ya da Çintemani Yanılgısı, s. 200-201)


Çintemani motifi temel olarak tek bir kutsal inci imgesi ile de ele alınmakta, sadece 3 beneğin yan yana gelmesi ile değil, tek başına da kullanılmaktadır. Diğer yandan bu beneklerin içine yerleştirilen benekler Türk sanatında olduğu gibi merkeze değil de farklı yönlere bakabilmekte hatta herhangi bir yöne bakmadan tam olarak beneğin içindeki merkezde de bulunabilmektedir. Tüm bu bilgilerden yola çıkılarak dönem araştırması için seçilen halı genel tabiri ile çintemanili Uşak halısı olarak geçse de araştırmanın motif inceleme kısmında “şah-ı benek” terimi kullanılmıştır, bu kullanımın çok daha doğru ve Türkçe kullanıma uygun olduğu düşünülmüştür.


Kutsal İnci
Kutsal İnci Olarak Çintemani 

(Aziz Doğanay, Türk Sanatında Pelengi ve Şahı Benek Nakışları ya da Çintemani Yanılgısı. 

2004, s. 212)


Sonuç


Ön-Türklerden itibaren Türk yaşam şeklinin ve kültürünün ayrılmaz bir parçası olarak halı, hem hayatın içinde kendine çok güçlü bir yer bulmuş hem de sahip olduğu motif ve sembollerle günümüze dek ışık tutmaya, bize geçmişin tozlu sayfaları hakkında bilgi vermeye devam etmiştir. Bu noktada halı ve dokumacılık sadece bir sanat ya da kültür değil aynı zamanda tarihi süreçleri ve olguları anlatan özenle dokunmuş bir mektup konumundadır. Sahip olduğu motiflerle birlikte, renkleri, malzemesi veya dokunma şekline kadar insanoğlunun coğrafik, ekonomik hatta politik değişimlerini de üzerinde barındırmış ve günümüze kadar gelmiştir.


Tüm bunlar Uşak halıları içinde de görülür, yörenin işlek yollar üzerinde olması, dokuma fabrikalarının varlığı halı ticaretinin gelişimini temsil ederken kullanılan motiflerin ve üretim tekniklerinin değişimleri de farklı kültürlerden etkilenmenin, yabancı üreticilerin ana piyasaya girerek geleneksel olan çalışmalara nasıl müdahale ettiğini gösterir. Bugüne bakıldığında Osmanlı Döneminde gelişen halıcılığın şu an çok farklı bir konumda bulunduğu açıktır. 


Uşak Çintemanili Namazlık Hakkında Bilgi


Çalışma için seçilen namazlık Edirne-Selimiye Camii saf namazlıklarından birisi olarak karşımıza çıkmakta, 16. yy da dokunduğu bilinmektedir.  Üzerinde görülen çintemani motifi ile tipik bir Uşak halısı özelliği sergilemektedir. Türk sanatına Budizm’den girmiş olan Çin kökenli “çintemani” motifine çoğunlukla birlikte kullanılan “çin bulutu motifi “de eşlik etmektedir. Niş zemininde kullanılan kırmızı rengi oldukça dikkat çekerken, çintemani motiflerinin dış çeperi bej gibi açık bir renk ile öne çıkarılmıştır. Diğer yandan çintemanin iç kısmında kalan mavi renkli formun da nazar boncuğu etkisi yaptığı düşünülmüştür. 


Çintemanili Uşak Seccadesi
16. yüzyılda Uşak’da Dokunan Çintemanili Saf Namazlık 

(Şükran Bulut, Çintemani Motifinin Geçmişi ve Bugünü. 2018, s. 2980) 


Seçilen namazlık, on kişilik, iki sıralı saf seccadedir. Tasarımı dışarıdan içeriye doğru betimlemek gerekirse en dış kısmında kalın, turkuaz tabanlı, çiçek ve Çin bulutu motifleri ile bezenmiş bir bordür bulunmakta, onun hemen iç kısmında çiçek motifleri ile raportlu ince bir bordür daha görülmektedir. Rumilerle süslü olduğu düşünülen mihrap nişi çintemani motifi ile bezenmiştir. Namazı kılan kişinin ayaklarını koyması için tasarlanan “taban motifleri” nişin alt kısmında yer almaktadır. 


Kaynaklar


Aslanapa, Oktay. (1953). “Türk Halılarında Hayvan Postu Motifleri”, Fuad Köprü- lü Armağanı, Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Yayınları, İstanbul 

Aslanapa, Oktay. (1987). Türk Halı Sanatı’nın Bin Yılı, Eren Yayıncılık ve Kitapçılık Ltd. Şti. İstanbul.

Aslanapa, Oktay. (2005). Türk Halı Sanatının Bin Yılı, İnkılap Yayınevi.

Atalay, Besim. (1967). Türk Halıcılığı ve Uşak Halıları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. 

Bilgin, Ülkü. (1977). Saf Seccadeler, Kültür Bakanlığı Sanat Dergisi - Yıl: 3 Sayı: 6 

Çokay, Ö, M. (2007). Seccadeler ve Bazı Seccadelerdeki Örnek Motiflerin İkonografik Değerlendirmeleri,   İSTEM, sayı: 9. 

Deniz, Bekir. (2005). Anadolu-Türk Halı Sanatının Kaynakları, Sanat Tarihi Dergisi, 16. Sayı, Nisan, 79-103, s. 81

Deniz, Bekir. (1999). "Osmanlı Dönemi Halıları", Osmanlı, Cilt: 11, Ankara, s. 389

Doğanay, Aziz. (2004). Türk Sanatında Pelengi ve Şahı Benek Nakışları ya da Çintemani Yanılgısı, Divan İlmi Araştırmaları, Sayı: 17, s. 193-218

EGEV (2007). Uşak İl Raporu

Güllü, Saliha ve Çatır, Ozan. (2017). Uşak Halı Dokuma Sanatının Gelişimi, Özellikleri ve Truzim Etkilerine Yönelik Nitel Bir Araştırma. Social Science Studies Journal, Vol:3 Issue:10, s: 1285-1302

MEGEP. (2012). Uşak Halısı Desenleri. El Sanatları Teknolojisi. (M. E. Bakanlığı, Dü.) Ankara. Ekim 29, 2020 tarihinde MEGEP adresinden alındı. 

Ülkü, Bilgin ve Sami, Güner. (1977). Saf Seccadeler, Kişisel Arşivlerde İstanbul Belleği, Taha Toros Arşivi, s.47-56 

Polat, Yasemin. (2017). Başbakanlık Osmanlı Arşivinde Bulunan Belgelere Göre Uşak Halısı. Yüksek Lisans Tezi, Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Uşak

Samuk, Gonca. (1984). Uşak Halılarının Dünü ve Bugünü. Türk Dünyası Araştırmaları-Türk Halılarının Özel Sayısı, Ekim Sayısı, s. 110-111

Taylan, F. N. (2013, Nisan). Uşak Halı Motoflerinin Seramik Yüzeylerde Uygulanabilirliği ve Kişisel Uygulamalar. s. 3-53. Uşak. 

TDK İslam Ansiklopedisi, 42. Cilt, s. 222-225

Tokat, Murat. (2014). Konya Etnografya Müzesi’nde Bulunan Uşak Halıları. Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Geleneksel Türk Sanatları Ana Sanat Dalı, Konya

Uçar, A. C., Demirkaya, S. ve Doğan, H. (2015). Dünya Markası Uşak Halısı. Uşak: Uşak Belediyesi. 

Yetkin, Ş. (1982). “Türk Halı Sanatında Bir Teknik Özellik”, Vakıflar Dergisi (14): 119-123.

 Zipper, Kurt. (1977).  Türk Halıları. Sanat Dünyamız, 10, s. 9-13.


Hiç yorum yok:

Fikrinizi almak isteriz.

Blogger tarafından desteklenmektedir.